Pages

12 Aralık 2010 Pazar

♣ ben hep yokluktan bir adam olamadım!

açlıktan ölme safhasındayım ama sırf keyfimin kahyası izin vermediğimden kaba etlerimi kaldırıp  bir şeyler hazırlamıyorum da annemin duruma bir el atmasını bekliyorum...

açken mutsuzluk katsayım anbean artıyor...ankaram'a kar yağmış, her yer bembeyazmış...bu lahana yağasıca istanbula da yağdı ama bir naneye cacık olduğu yok...olmuşsa da benim bu lahana evimin yakınına uğramadı anca soğuk soğuk esip kar tanelerini savurmayı bildi rüzgar...birde hadi pukhsinitha sinir katsayılarınla oynayım der gibi güneş de pişkin pişkin sırıtmıyor mu camımdan...al ağzına vur terliği....

ankaramı özledim ...hem bir çok... ama ziyaret etmek değil içinde yaşamak istiyorum artık... 1 yılı geçkince bir süredir hala nefret edebiliyorsam istanbulda yaşıyor olma halimden...bence bu bir işaret...

az önce kafamdan tatlı tarifi uydurdum... kafamdan uydurmadım aslında işyerinde sürekli olarak olan bir tatlı...adını da bilmiyorum yaa...görünce gözlerim blink blink ediyor...dışında yufka var içinde de böyle ayçöreğinin içindeki gibi-hani hep "pasta artığı onlar biliyor musun?" diye yemene engel cümleler kurar ya arkadaş namzeti spoilerlar- hamurumsu kekimsi ama meyve taneleri vs olmayan vişneli birşey var...üzerine de pudra şekeri dökülüyor... işte o tatlıdan yapayım olsun da yensin istedim...un helvası yapıyormuş gibi yapıp, daha az un koyup, şerbet yerine de vişne suyu koyup, yufkaya sarıp, üzerine de sürdüm mü yumurta sarısını al sana olacak işte...annem ben popişimden tatlı uydurdum hadi yapalım dedim... annem "kolumu kaldıracak mecalim yok çok yoruldum bugün" dedi... ben de sen unhelvasını yap ben halledicem dedim...tam kalktım yalandan bir pantolon geçirip üzerime markete vişne suyu almaya diye..."ayy pukhsinitha ayy puıkhsinithaaa çok kalorili öyle şeyler... otur... yeme " diye tüm şefkimi kırdı kadın! şimdi de mutfakta birşeyler pişiyor...benim şefkimi-şevk olduğunu biliyorum tabii ki ama bu şefk...hani hardal değil haydar olması gibi- kırdı ya...ne pişirirse pişirsin ...hıh... neyse kalktım bende bizim aşçılardan birine mesaj attım...tarifini istedim... elbet görür de cevap verir...vermezse çekeceği var benden... ama ben diyorum tam da benim dediğim gibi değilse tarifi ahanda buraya yazdım ben de pukhsinitha değilim...

ama o vişne suyu olaydı...ahh o vişne suyu olaydı...ben dinler miydim hiç vicdanımın sesiyle eş değer annemin sesini...kesinlikle dinlemezdim ..

geçenlerde de karar verip bunu sosyal bir platform olan facebookta dostlarıma açıklamıştım...hardal sarısı yün alıp haydar sarısı atkı örecektim kendime...şişlerimi bulabilseydim ve hardal sarısı yün olsaydı evde siz görürdünüz...ama tabii ki yine yoktu... nasıl bir evse bizimkisini hiç de birşey yok anasını satayım...hardal sarısı yünle vişne suyu olmayan ev mi olur laaaaaa?

böylesine yokluklarla savaşırken aklıma balet bir arkadaşımla üç dört yıl önce yaptığımız ve beni gülmekten yerlere yatıran- şimdi anlatınca komik değil tabi ama o zamanlar şartlar olgunlaşmıştı ve gülmüştük ek bilgisini bir klişe olarak lömpürdönk diye ahanda buraya patchledim- dialogumuz geldi;

Jam the Ballet: bak saat de sabahın 4'ü oldu...
pukhsinitha: evet yaa ...harbiden olmuş epey...ee iyi de sen uyumayacak mısın artık? hadi benim öğleden sonra dersim... ama sizin epey erken... bir de kalk eryaman'dan beşevler'e git falan epey erken kalkman gerekecek...
J: muhtemelen ilk derse gidemeyeceğim ...uyur kalırım...
p: oğlum devamsızlığın bini bir para ...nasıl mezun olmayı planlıyorsun...
J: planlamıyorum...ben ilkokuldan beri hep yokluktan kalıyoruım kızım...
p: yokluk?
j: işte derse gitmeyince yok yazılıyorsun yaa...
p: haa devamsızlıııııııııkkkkkkkkkkkkkkk....ay deli çocuk...yokluk mu denir ona?_
j: kelimelerle arası iyi olan sensin...yokluk işte hem...yok olma durumu...
p: haklısın....dumggg...tısssss

haklı tabii yaaa....bende işte hep o aynı yokluktan adam olamadım!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder