Pages

27 Kasım 2010 Cumartesi

♣ gastronomik hareketler bunlar!

bu aralar seul pek bir soğuk kış iyiden iyiye geldi... -13 leri de görmeden dönmedik...haaa evet adayı bombaladılar ama önemli bir şey değil diyeceğim...olan kayak turizmine oldu velhasılı bombalanan ada kayak merkeziydi... seul sokaklarında sorsan bir koreliye "aaa sizin adayı bombalamışlar ...savaş diyorlar!" diye , korelinin cevabı ;" hımmm, evet bombalamışlar..." dan öteye geçmiyor...keza sokaktaki insanı pek de enterese etmemiş görünüyor...velhasılı ben iyiyim ...bombalanmadım... kolum bacağım yerinde çok şükür...buz kesmeyeyim diye aldığım eldivenlerime hayran hayran bakıyorum hattaaa.....


bugünümüzün gündemi; "insanın "what an amazing thing" bakışına sahip olması"...kimisi pop art sever wayyy anam iki bir şey keseyim onu ona dikeyim bunu buna yapıştırayım ahanda patchwork'ün zirvesindeyim...veyahut fotoğraf makineyimi alayım iki macro bir portre...eee bir de pasta yaptım kek yaptım allaaaammmm nasıl harika yemek yapıyorumgiller var!


yemek yapıyorumgillerden bir zaat-ı muhterem bu aralar ekibimize katılma şerefine nail olduğundan kelli bu hafta seul'de bir yemek yiyelim, hadi bunu yiyelim hadi şunu da yiyelim misyonu ile ilerledik...kendisine ve yediklerine, içtiklerine buradan ulaşılınabilir!


ilk durağımız tabii ki gelir gelmez kendimizi sokaklarına vurduğumuz myondong'tu... türkiye'deki simit saraylarına muadil kimbab çonguk( kimbab cenneti) lardan ziyade, yine bir ara sokakta keşfettiğim; hem kimbab hem noodleımsı bir şeyler yapan ve sahibelerinin güler yüzlerine ve sıcak tavırlarına tav olduğum bir yere zıpladık hemen...ve vazgeçilmez tercihim volcano rolllardan patlayana kadar yedim... diğer tercihimiz sebzeli ve karidesli kimbabları aklıma getirdikçe ağzımın suları şıpır şıpır efekti vermeden edemiyor...netice de bançanlarımız(mezemsi) -ki en sevdiğim salamura sarımsak ve zencefil- eşliğinde mutlu ve doymuş insanlar olarak ayrıldık mekandan....

ipek böceği

ertesi günkü durağımız namdemun'da şekerli kokusunu takip ederek bulduğumuz ipek böceği kavurması satan tezgah oldu... ben daha çok şekerle kavurulup biranın yanında çerez niyetine verilen cinsini sevsemde gastronomik arkadaşım D.D.'nin "yemeliyim,yemeliyim!" diye flashlanan gözlerinden yola çıkarak bunun da tadına baktım tabii ki ama D.D. için protein tozu tadındaki böcekler benim için alıştığım şekerli taddan uzak olmalarından kelli sadece fazla tuzluydu...


sea penis

istiridye
samgyopsal
 
aynı günün akşamı samgyobsal yemek için sözleştik fakat uyku canavarları peşimizi bırakmadığından ben ve seul settlerı arkadaşım C. freestyle takılırken, aldığımız duyumlar ve fotoğraflarla netleşen gerçekler ışığında D.D. kendini istridye ve bence daha kibar bir tabir olan deniz hıyarı -ki aslında deniz hıyarı başka birşeymiş, benim hıyar zannettiğim şeyin adı deniz penisiymiş-na vermiş...
hemul çolpan bokgımbab

ve üçüncü günümüz yola çıkacağımız için hafif birşeyleri tercih edelim diyerek ; hemul çolpan boggımbab yeme kararıyla vardığımız yugane ile son buldu...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder