Pages

4 Mart 2011 Cuma

♣ almancilik bir garip mevzu…

bilenler bilir…kiz yurtlarinda gun gecmeye gorsun ki yeni bir tantana vuku bulmasin…
oda arkadaslarim teker teker geliyorlar yurda…her yeni gelenle yeni bir hikaye basliyor…gunler birbiri sira gecip gidiyor…ben alisiyorum hayatimin ankarali gunlerine…odadaki herkeste bir kibarlik, bir paylasimcilik bir birseyler…
alemin en kiyak odasindayim…ne sabahin korunde hacettepenin yollarini tutan kubranin; butun sessiz olma cabalarina ragmen carpi carpi veren dolap kapaklari, ne yagmurun duzenli gorunsun diye; yatagin icine icine tiktigi ve uzerine her oturdugumuzda, oramiza buramiza batan, bicki dikis malzemeleri, ne de tum o guzellik, kibarlik ve hanimefendiligine ragmen aylinin; damperli bir tirin hizla gecerken cikardigi turden horlamasi…hepsine alismisiz…
alt katlarda bir yerlerde; nida diye bir hatun var…minicik…nerden tanistik? nasil oldu? hatirlamiyorum bizim odanin mudavimi haline getirmisiz kizi, cunku; hatunda bir ses var ki degme turkucu halt etmis…siyasalda okuyor nida…bitlisli…cok calisiyor nida, cunku; cok caba sarf etmis universiteye girebilmek icin…kendi minicik ama kalbi kocaman nidanin…
ben ilk kez o zaman tanistim yurdumun en guzel turkuleriyle…sadece gulmeyi degil aglamayi da ogrendik biz universiteyle degil belki ama yurtla…surekli konusup surekli anlatmak ne garip bir seydi… surekli kendini tanitma cabasi…kizlaaaaaaaarrrrrrrrrr isiklari kapatalim uyuyamiyorummm……kizlaarrrrrrrr spor ayakkabilarimi gordunuzzzzzz muuuu….maaile dusa girmeler…pencereden kar geliyoru soyletip soyletip nidaya, cocuk cocuk dertlerimize aglamalar…
birgun nida yaninda bir kiz getirdi odaya…demetmis adi…almanci…patakute ogrenilmis turkcesiyle daldi aramiza, sanki; 40 yillik muhabbetimiz varmis gibi…demet bizden biri oldu gunlerle…o da siyasalda…komik kizdi demet…yabanci ogrenci sinavina girmis almanyada…iyi de puan yapmis soyledigine gore…demisler odtu var bogazici var bi de ankara universitesi…odtu ne ki diye dusunmus…bogazici deniz kenarinda herhalde, soguk olur kisin, usurum demis. ankara universitesi iyidir; ne de olsa baskentte demis, yazmis ankarayi gelmis…bileydi ankaranin odtusu vardi ve odtulu olmak odtulu olmakti; baska bir alt cumleye ihtiyaci yoktu odtulu olmanin tabii ki odtuyu yazardi…
bir bayram donusu yurtta sicak su kazani patlamis…kazan catidaymis… biz en ust kattayiz ya tavandan sicak sicak sular sipir sipir damliyor…yine ayni gunlerde erkekler yurdunda yangin cikmis; bir oda komple yanmis…herkesin dilinde bir lanetlenmedir gidiyor bizim umrumuzda degil…sular yok ya polis evinden oda kiraliyoruz 3lu 5li gruplar halinde dus alip donuyoruz…kendi temizligimiz tamam da camasirlar dag gibi birikti…o degil giyecek donumuz kalmadi…ilk zamanlar 5 tanesi 5 liradan aldik, idare ettik ama olacak gibi degil…sularin gelecegi yok…kirli camasirlar posetlerden, tasmaya dogal olarak kokmaya basladi… camasir yikama evi varmis kolej tarafinda oraya goturelim dedik…tam hazirladik herseyi koca koca valizlere tiktik camasirlari onca kati indirdik o valizle…sular geldi…
camasirhanede bir sira var, bir sira var ki sanarsin karneyle yag, tup sirasi…iki tane sanayi tipi camasir makinesi 50kglik deliler gibi, dur bilmeden, durak bilmeden yikiyor allah yikiyor…adimizi yazdik listeye ama gunlerden; carsamba ve sira adam gibi ilerler, araya kaynak yapan olmazsa ;pazartesi sabahi 4te sira bize geliyor…biz de kuzu kuzu bekleyecegiz…bari donlari yikayalim diye yagmur aylin nida ve ben gaza geldik…oturduk duslara yikadik da yikadik…dere basindaki karilar gibi dedikodunun bini bir para…kac saat yikadik bilemiyorum artik kollarimizda derman kalmadi…simaricaz ya bir de…baslasin odalar arasi su savasi…tam da o zamanlara tekabul eder ben nidayi ya da yagmuru giydigi dona kadar tanirim demelerimiz…
daha don yikama boyutuna gecmemistik bir gece tum oda toplanmisiz muhabbet sohbet…demet girdi odaya…gozleri kan canagi ve davul topuna donmus aglamaktan ama heba olmus…
hepimizde bir telas…cooook kotuu cooookkkkkk coookkkk kotu birseyler olmus ama ne? kimsenin cesareti yok sormaya…demet atki oruyor kendine… elinde altin sarisi yunu ve sisleri yaslanmis ranzalardan birine…sen o cencen odasi gitmis yerine cenaze evi gelmis…kimse de cit yok…demet ordukce oruyor… o da konusmuyor…
bilenler bilir…almancilarin ibrahim tatlisese ve sibel cana bir zaaflari vardir…bizim oglan ibo ve bizim kiz sibeldir onlar…evlerinden biridir yani…sizin tanidiklarinizin yoksa bile benim tanidiklarimin var …bir de surekli paparazzi haberleri izlerler…oturt televizyon basina sabahtan aksama kadar izlerler yani magazin haberlerini…sizin bildikleriniz izlemiyorsa bile benim bildiklerim izlerler…ve hep arabeskcidirler ve hepsinin ayyildizli altin kolyeleri vardir…sizinkilerin yoksa bile benimkilerin var…
bayram tatilinde; bilette sorun mu cikmis ne, demet evine almanyaya  gidememis…yurtta kalmis…yurt cok sogukmus kazan patladigi icin…biz gazino derdik, cunku; kapisinda gazino yazardi…oradaydi televizyon ve kantin… demet tum bayram tatilini gazinoda gecirmis…ve bilin bakalim bayram tatilinde ne olmus…sibel canin annesi olmus…
demetin; tum o uzerinden butun olumler gecmis ya da hayatin sillelerinin hepsini bir anda yemis aglakligi bundanmis…yattigim yerden kalktim kocaman bir kahkahayla…
ilahi demet bu muydu? demet yari aglamakli…elinde altin sarisi yunu ve sisleri…kivirdigi sag elinin isaret parmagiyla beni oyle bir durttu ki,iste o zaman hayatin butun sillelerini ben yemisim gibi savruldum odanin bir ucuna…it mi oluyooooo insan oluyoooooooooo diye cikti demet odadan…yari aglak…
o zaman idrak ettim iste bu almanclik bir garip mevzu….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder