Pages

22 Ekim 2010 Cuma

♣ gore'den ...volume I episode I

benim gibi  sürekli aynı otelin muhtelif odalarını yaşam alanı olarak kullanan bi organizma için hayat inanın çok zor... hiç ortalıktan kalkmayan valizlerim, oldum olası annem için bir stress atma nesnesi, kimileyin karanlıkta evin içinde yürürken ayak çarpması akabinde bir kalk borusu, kimileyin evlatlıktan reddedilme sebebi...


anlayabilmiş değilim...


geçtiğimiz hafta yaptığım seoul land atraksiyonum geldi aklıma bak şimdi... yüzyıllar gibi uzun gelen süredir hala alışabilemediğim seul metrosunda kaybolmaca turlarından hemen sonra ilcıro sam ga girişinden girme gafletinden bulunup ,ki bu tamamen mavi hat girişini bulmaya üşenmemden kaynaklanan bir hatadır, 1 saati geçkince bir süre seul metrosunu arşınladıktan sonra nihayet degongwon istasyonunda indik...otel konsiyarjından aldığımız harita; sadece eğlence kompleksinin içinde işimize yaradı ,ki kimi zaman o bile işe yaramadı da yoldan adam çevirme moduna girdik, desek yeridir.



haritanın üzerinde metro istasyonunda indikten sonra yürüyebilir ya da fil trenine binebilirsiniz seçeneğini dikkate almayın... nitekim yürümek gibi seçeneğiniz yok... yetişkin bir insancıksanız 800 won değerinde biletinizle ekim ayı için epey rüzgarlı ve bir gol, bir hayvanat bahçesi ayrıca da bol "gore" liselisi manzaralı yolculuğunuza başlayabilirsiniz. ilk istasyon hayvanat bahçesi sakın ayaklanmaya kalkmayın eğer gerçekten zürafalarla kaynaşmak istemiyorsanız trenimsi araç sürücüsünün kısık sesli diyebileceğimiz tanıtımına kulak kabartın ve diğer istasyonda seoul land tabelasını bi analiz edip oyle inin.


tüm gün 30.000 won opsiyonundan yararlanacaksanız; gerçekten tüm gününüzü orda geçirin yoksa bizim gibi uyuşuklardan olup  tum oğleden sonranızı rollercoaster sırasında harcadığınızı ve daha binmediğiniz milyonlarca ride olduğunu farkeder ve ağlamaklı olabilirsiniz...


tek bir günde hatmedilecek tarzda bir yer değil once onu bir bilin...hani zaten hayvancık kardeşlerdir yok botanik bahçesidir gibisinden ota boceğe meraklı kimseciklerseniz imkanı yok...akşam 7 de biten teleferikten yararlanıp tüm bunları aradan çıkarabilirsiniz belki ama kesin konuşamam bu konuda "abi ne teleferiği ,rollercoaster rollercoaster" şeklinde bir tutum sergileyip bu tür ince hazları çok çok geriye ittik nitekim...parkın giriş kısmına yakın bir yerindeki ilk ride ,doggebi baram*,gozumuze nefes uçuklatıcı geldiğinden iyice bir sersemledikten sonra bu ride a binme kararıyla roller coaster alanına doğru yol aldık...parkta çocuklar içinde her türlü opsiyon var...orneğin kid zoo, rollercoaster vs...acaba alıştırma mahiyetinde once onlara mı binsek diye inceden bir düşünceyle gittiğimizde gordük ki çocuk ibaresi gorelilere hiçbirşey ifade etmiyor çocuklara ayırılmış bolumler açık ve net bir şekilde sevgililerin eğlentisi iken 4 yaşındaki minicikler bebecikler devasa rampaların ustası şeklinde tüm ridelarda boy gosteriyor!!!


gel gelelim biz eğlendik mi? evet... midemiz ağzımızda "hadiiiiiiiiiii...." diye koştur koştur koşturduk mu? evet... e birde parkın girişindeki "merhaba" da kilometreler ötesinde edindiğimiz türk dostlarımızın kebaplarından yiyip sigaralarımızı tellendirdik mi? evet... e oyleyse hala niye sapla samanla ,babanemin deyişiyle, maaana arıyorum?...aramıyorum...




kulaklarımda; "noolurrrrr bitti deyinnnnnnnn" çığlıkları ve zihnimde; en tepedeyken, üstelik baş aşağı bir pozisyonda dururken, yanımda oturan ve korkudan; gerçeklik, yer, gök, kaldırma kuvveti bilincini yitirmiş arkadaşıma "evet bitti aç artık gozlerini" hainliğimden sahneler...


şaka bir yana; bazı zamanlar yanınızdakilerin korkularını ve heyecanlarını bastırmak için çaba sarf ederken ,kendi gulyabanilerinizi yenersiniz ya...ya da yenmezsiniz de o an aklınızdan uçup gider...işte bu iyi birşey...yoksa olmayan dualar uydurmaya devam edecek ve x-drop'un en tepesine ulaştığımızdaki o muhteşem seul sonbaharı manzarasını sırf korkudan kapadığım gozlerimle goremeyecektim....


ve aklıma gelen bir diğer kendime not ibaresi...ekşili jelibonları çok sevmemeli ve yarım kilo yememeliyim.... 



*doggebi baram: doggebi bizdeki gulyabani....gulyabani rüzgarı diyelim şimdilik!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder